Sinir sistemi hastalıkları nelerdir?


Sinir sistemi hastalıkları, sinir sistemi içinde bulunan beyin, omurilik ve beyincik bölgesindeortaya çıkar.

Sinir sisteminde meydana gelebilecek en ufak sorun ve bozulmalar birçok hastalığa sebep olabilmektedir.

Sinir sistemi hastalıkları, vücudun sağlığını ciddi derecede etkileyen hastalıklardan biridir. Sinir sistemi içinde beyin, beyincik, omurilik, kafa sinirleri ve çevre sinirleri bulunmaktadır. Bu bölgeyi etkileyen tüm faktörler sinir sistemi hastalıkları olarak bilinmektedir.

Bu hastalıklar yapısal veya fonksiyonel olarak ortaya çıkabilir. Sinir sistemi, vücutta iki ana bölümden oluşmaktadır. Bu bölümler omurilik ve beynin sistemidir.

Çevresel sinir sistemi, bünyedeki tüm hareket ve kabiliyet sistemlerinin merkezi sisteme bağlı olarak oluşturduğu sinir sistemlerinin birbirleriyle sürekli iletişim halinde olmasından oluşmaktadır.

Sinir sisteminde meydana gelebilecek en ufak sorun ve bozulmalar birçok hastalığa sebep olabilmektedir.


Hastalıklar


Felç: Beynin içerisindeki kan akışının azalmasından kaynaklı olarak sinir yapılarının ve kasların düzenli olarak çalışamaması ve bu sebeple de hareketi sağlayan sinirlerin zedelenip işlevini yapamamasıyla meydana gelen hastalıktır

Epilepsi: Beyindeki sinir hücrelerinin hasarlı olması sonucu eksik çalışmasıyla bilinç kaybı yaşanarak krize dönen nöbetler geçirilen hastalıktır.

Akıl hastalığı: Bu temel düşüncelerde, davranışlarda, insan tabiatına uymayan davranışlara, davranış bozukluklarına sahip kişilerde ortaya çıkar.

Parkinson: Beyindeki sinir hücrelerinin görevini tam olarak yerine getirememesinden kaynaklanan ve vücutta ilk önce ellerde görülmeye başlanan istem dışı, tike benzer hareketlerin yaşanması hastalığıdır.

Menenjit: Beyinle omuriliği örten zardaki iltihaplanmayla oluşan bir hastalıktır.

Dil felci: Sinir sisteminde meydana gelen hasarlar yüzünden dilin işlevini yitirmesi hastalığıdır.

Anosmi: Koku sinirlerinde meydana gelen hasarlar yüzünden koku alamama hastalığıdır. (Nezle gibi hastalıklarda sıklıkla görülmektedir.

Afoni: Konuşmamıza yarayan kasları yöneten sinirlerin zedelenmesi sonucunda meydana gelmektedir. Afoni tıp dilinde ses kaybı, boğaz ve gırtlak hastalıkları olarak da adlandırılabilmektedir.

Kuduz: Bu rahatsızlık virüslerin etkisiyle ortaya çıkar.

Sinirsel hazımsızlık: Temel olarak sinir sisteminin kendi arasındaki bölümlerde uyumlu çalışamamasından ve sinir sisteminin kendi içerisindeki düzenini kaybetmesinden sonra ortaya çıkan hastalıktır. En çok ortaya çıktığı sebepler arasında çok fazla çay ve ya kahve kullanmak, çok fazla alkol tüketimi, düzensiz beslenmek, yemek yiyiş hızını ayarlayamamak, çok büyük lokmaları çiğnemeden yutmak gibi sebepler gösterilebilir.

Çocuk felci hastalığı: Omurilikteki kasların kasılmasına neden olan ve sinir hücrelerinin hasar görmesine sebebiyet veren bakterilerin oluşturduğu bir hastalıktır. Bu hastalığı oluşturan bakteriler dışkılardan yayılım gösterirler ve tedavi sürecinde de ağızdan alınan ilaçlar kullanılır.


Sinir sistemi hastalıklarının sebepleri nelerdir?


Dış kaynaklı sinir sistemini etkileyebilecek bir enfeksiyon kapma

Erken yaşlanma durumu

Fiziksel olarak ağır yaralanmalar geçirmek (kazalar en büyük sebeplerdendir)

Genetik bozuklukların olması


Torasik çıkış sendromu


Torasik çıkış sendromu (TÇS); omuz, kollar ve elleri etkileyen bir hastalıktır. Bu hastalık hem hastalar, hemde doktorlar için oldukça karışık bir durumdur. Omuz, kol ve el ağrıları olan bir insanda TÇS teşhisi koymak ve bunu ispat etmek oldukça zordur. Teşhis genellikle omuz, kol ve ellerde ağrı yapan diğer hastalıkların olmadığına karar verildikten sonra konulur.

Belirtileri Bir veya iki kolda (özellikle sağ kol, el) ağrı, kuvvetsizlik, uyuşma, karıncalanma, şişme, yorulma, ve üşüme sık rastlanan şikayetlerdir. Bu belirtilerin tamamı boyun fıtığı ve kireçlenmeleri, karpal tünel sendromu, omuzdaki tendinit ve bursitlerle aynı belirtilerdir.

Teşhis Teşhis hastanın ifadelerine ve muayene bulgularına göre konulur. düz röntgen bazı sebepleri gösterebilir. EMG, MR, dopler ultrasonografi gibi ileri tetkik metotlarından yararlanılabilir.

Önleme ve tedavi TÇS nın esas tedavisini omuz çevresi ve boyun çevresi kaslarına yönelik egzersizler oluşturur. İyi bir duruş eğitimi ve dengeli kas yapısı torasik çıkışı genişleterek baskıları en aza indirir.

Ağırlık taşıma, itme, çekme zararlıdır. Stres kas spazmına yolaçarak torasik çıkışı daraltır. Boynu çevirerek arkaya bakmak zararlıdır.

Uzun süreli omuz seviyesinin üzerinde çalışmak zararlıdır.

Hasta omuzda ağır çantalar taşımamalıdır.

Omuz elavatörleri ( kaldırıcı kasları) güçlendirilmelidir.

İri göğüslü kadınlarda uygun sütyen giyilmeli yada göğüsler plastik olarak küçültülmelidir.

Fazladan bir kaburga varsa cerrahi olarak çıkarılabilir. Fizik tedavi ve rehabilitasyon omuz çevresindeki ve boyun kaslarını gevşetir ve bu kaslardaki spazmı giderir.


Karpal tünel sendromu


Karpal kanal sendromu; median sinirin el bileğindeki geçtiği kanal içinde sıkışması sonucu oluşan hastalıktır. “Karpal kanal” denilen yapı, bilek seviyesinde yer alır ve üst kısmında kalın bir band şeklinde yapı ile örtülüdür. Bu kanalın içerisinde parmaklarımızın hareketini sağlayan tendonlar ile median sinir yer alır. Median sinir, esas olarak parmakların (baş, işaret, orta ve yüzük) hissetmesini ve parmakları bazı hareketleri yapmasını sağlar. Kanalı daraltan nedenler, median sinirin kanal içinde baskı altında kalması ile sinirin görevindeki bozulmalar el-bilek hastalığını oluşturur.

EL VE BİLEKLERİNİ SIK KULLANANLAR DİKKAT!

Karpal tünel sendromu ellerini fazla ve zorlayarak kullanan kişilerde daha sık görülür. Özellikle aynı el ve bilek hareketlerini sürekli tekrarlayan kişilerde olur. Aşırı el işi yapan ev kadınları, bilgisayar kullanımı, müzik aleti çalanlar, ağır el aletleri ile çalışanlar (marangoz, bahçıvan), titreşimli el aletleri kullanan teknisyenler gibi mesleklerde görülme oranı yüksektir.

KARPAL TÜNEL SENDROMU BELİRTİLERİ

Karpal tünel sendromunun ilk belirtileri parmaklarda karıncalanma, uyuşma ve his bozukluğudur. Elde, parmaklarda ve kola yayılan ağrılar olur. Bu sorunlar geceleri daha fazla görülmektedir. Öyle ki kişileri uykusundan uyandırabilecek kadar rahatsız edici olabiliyor. Ağrı ve uyuşukluk bazen kola bazen de omuza, boyuna kadar yayılır. İlerleyen durumlarda başparmak kaslarında erime, güçsüzlük ile tutma ve kavrama hareketlerinde zorlanmalar oluşur.

Fakat el-bilek hastalığı, diğer sinirleri etkileyen hastalıklar ile karışabilir. Hatta özellikle boyun fıtıkları belirtileri ile karışır. Bu nedenle el-bilek hastalığının tedavisinin başarılı olması için teşhisin tam olarak konulması gereklidir. Karpal tünel sendromu kalıtsal bir hastalık değildir. Ancak oluşan bozuklukların düzelmesi gecikir ve ileri derecede sinir hasarı olursa tedavi ile iyileşmede sıkıntılar yaşanır ve kalıcı sakatlıklar meydana gelir.

KARPAL TÜNEL SENDROMUNDAN NASIL KORUNABİLİRİZ?

-El ve bilekleri zorlayan işlerden kaçılması ve aşırı zorlama yapılmaması gerekir.

- Meslek nedeni ile el ve parmaklar kullanılıyorsa eğer kişiler el bileğini sürekli bükük tutmamalıdır.

-El, el bileği ve parmakları güçlendirici egzersizler yaparak kaslar kuvvetlendirilmelidir. Bu noktaları hareketsiz bırakmamak korunmadaki diğer önemli noktalardır.


Supraskapular Sinir Sıkışması


Özellikle basketbol, voleybol, hentbol gibi sportif aktivite yaralanmaları ve ya sırtında sürekli ağır çanta taşıyanlarda görülebilir. Sinir yapısının yol aldığı kanalda sıkışması sonucu aynı tarafta skapula (kürek kemiği) üzerinden başlayıp omuza doğru yayılan ağrı yakınması vardır. Sinir yapısının geçtiği çentiğe dokunulduğunda kişilerin ağrısı artar. İlerleyen vakalarda özellikle kol yukarı kaldırıldığında ağrının belirginleşmesi ve sinirin uyardığı kaslarda güç kaybı tipiktir.


Kubital Tünel Sendromu


Dirsekte sinir sıkışması olarak tanımlanan kübital tünel sendromu, dirsek seviyesinde ulnar sinirin sıkışmasına bağlı olarak serçe ve yüzük parmağında uyuşukluk ile birlikte güç kaybına neden olur. Ulnar siniri, boyundan ele uzanan üç sinirden biridir. Ulnar siniri dirseğin arka ve iç kısmında yer alan ve medial epikondil adı verilen bir tünelden geçer. Bu tünel ve çevresinde meydana gelen herhangi bir sıkışma sonucunda el doğrudan etkilenir. Ayrıca kubital tünel, dirsek tüneli anlamına gelmektedir. Kemiğin yanında duran ve dış basıya açık olan ulnar sinirinde meydana gelen herhangi bir basınç sinirin işleyişini bozacak dereceye gelirse; dirsek, ön kol, el bileği ve parmaklarda uyuşukluk meydana gelir. Uyuşukluk hissine ağrı ve karıncalanma da eşlik eder. Dirseğin bükülmesi durumunda ulnar siniri gerilir ve medial epikondil adı verilen kemik çıkıntısına doğru itilerek sıkışır. Dirseğini kıvırarak eli başının altında uyuyanlarda ve masada otururken sürekli dirseğine dayananlarda kubital tünel sendromuna sık rastlanılır. Sürekli oluşan travma sonucunda sinirin etrafını saran bağ kılıfı kalınlaşır ve sinir liflerinin ileti kalitesinin bozulması durumunda kubital sendromunun belirtileri ortaya çıkar.

Kubital Tünel Sendromu Neden Olur?

Kubital tünel sendromu, ulnar siniri üzerinde meydana gelen herhangi bir basınç nedeniyle oluşmaktadır. Kemiğin hemen yanında yer alan ulnar sinirinin üzerinde çok az bir koruyucu örtü bulunmaktadır. Bu nedenle bu bölgeye uygulanan basınç doğrudan siniri etkiler. Ders çalışırken veya masada otururken sürekli dirseğe dayanılması durumunda sinir üzerinde bir baskı meydana gelir. Bu baskı nedeniyle ağrı meydana gelebilir. Travmanın veya baskının sürekli uygulanması durumunda ağrı ile birlikte uyuşukluk hissi meydana gelebilir ve kalıcı olabilir. Dirseğin uzun süre bükülü tutulması durumunda sinir üzerindeki basıncın artmasıyla birlikte bağ dokusunda kalınlaşma meydana gelir.

Kubital Tünel Sendromu Belirtileri Nelerdir?

Kubital tünel sendromunun temel belirtisi elin serçe ve yüzük parmağında meydana gelen uyuşukluk ile birlikte görülen ağrıdır. Kubital tünel sendromunda görülen bu ağrı ve uyuşukluk dirseğin iç tarafına kadar uzanabilir. Ağrı ve uyuşukluğun görüldüğü süreçte dirseğin kıvrık tutulması, ağrının daha çok artmasına neden olur. Kubital tünel sendromu, zamanla hastanın elinde güç ve beceri kaybına neden olur. Buna bağlı olarak hasta, ilerleyen zamanlarda yerden bir toplu iğne almakta ve anahtar ile kapıyı açmakta zorlanmaya başlar. Bu aşamada elin ince kasları incelmeye başlar. Bu incelme iki elin yan yana gelmesiyle rahatça fark edilir. İleri derece kubital tünel sendromu vakalarında hastanın 4. ve 5. parmakları tamamen kıvrık hale gelir ve açmakta zorlanır.

Kubital Tünel Sendromu Teşhisi

Kubital tünel sendromu tanısında öncelikle fiziksel muayene uygulanır. Duyu ve kas gücü muayenesi ile hastalığın derecesi belirlenir. Kubital tünel sendromu teşhisinde çeşitli testler uygulanır. Bu testlerden birincisinde kubital tünel seviyesinde sinire parmak ucu ile ince darbeler vurulur. Eğer bu darbeler sırasında serçe parmağa doğru elektriklenme söz konusu ise sonuç pozitiftir. Bir diğer test ise fleksiyon testidir. Bu testte dirsek sonuna kadar kıvrılır ve el bileği geriye doğru kaldırılır. Hasta belli bir süre bu pozisyonda bekletilir ve 3 dakika sonunda uyuşukluk hissediliyorsa kubital tünel sendromundan söz edilebilir.

Kubital Tünel Sendromu Tedavisi

Sinir hasarının az olduğu durumlarda cerrahi dışı yöntemlerle tedavi uygulanır. Tedavi sürecinde hastanın dirseğini sert zemine dayamaktan kaçınması oldukça önemlidir. Bu nedenle hasta dirsekten destek alma alışkanlığını en aza indirmelidir. Bu süreçte hastanın gece uyurken atel kullanması dirseğini düz tutması açısından faydalı olacaktır. Belirtilerin çok şiddetli olması durumunda cerrahi müdahale uygulanabilir. Uygulanan cerrahi yöntemler doktordan doktora değişkenlik göstermektedir. Birçok cerrah cerrahi müdahale ile siniri dirseğin ön kısmına alır ve böylece gerginlik ve basıncın en aza inmesini sağlar. Bazı cerrahlar ise kemik çıkıntısının düzeltilmesi gerektiğini savunmaktadır. Uygulanan cerrahi müdahale sonrasında hastanın hareketlerini kısıtlaması önerilirken elde birkaç ay boyunca uyuşukluk ve karıncalanma devam edebilir. Ameliyat sonrasında el terapisinin de faydası olabilir. Ancak çok ağır vakalarda, uygulanan cerrahi müdahaleye rağmen düzelme olmayabilir.


Guyon Kanalı Sendromu


Guyon Kanalı Sendromu, Ulnar sinirin el bileği düzeyinde bası altında kalması sonucunda ortaya çıkan bir dizi belirti ve bulguları tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Ulnar sinirin el bileğin düzeyinde sıkışması elde kolda ortaya çıkan diğer sinir sıkışmalarına göre daha az sıklıkla görülür. Ulnar sinir dirsekten ele doğru ilerlerken el bileğinin avuç içi tarafının dışında Guyon kanalı adı verilen yaklaşık 4 cm uzunluğunda bir aralıktan geçer ve sıkılma bu tünel içinde olur. Sinir tünelden geçtikten sonra elin yüzük parmağı ile küçük parmağında sonlanır.

Hastalığın Sebepleri Nelerdir?

Guyon kanalı sendromu el bileği çevresindeki eski kırıklar, tünel içinde yer kaplayan kitleler, Romatoid artrit gibi bağ dokusu hastalıkları sonucu gelişebilse de hastaların büyük çoğunluğunda belirgin bir neden saptanamaz. El bileğini fazla zorlayıcı hareketler yapanlarda, örneğin çok fazla bisiklete binenlerde sık görülür.

Hastalığın Bulguları

Guyon kanalı sendromunun en sık rastlanılan belirtileri ulnar sinirin elde yayılımına uyan bölge olan küçük parmak ile yüzük parmağının yarısında uyuşma, ağrı ve duyu kaybıdır. Ayrıca eli hareket ettiren kasların büyük bir kısmına beyinden gelen motor emirleri de iletir. Bu nedenle ilerleyen dönemlerde elde motor becerilerde de kayıplar olur, el kaslar zayıflar ve el sakarlaşır. Guyon kanalı sendromunda el bileğinde sinir sıkışması olunca elde küçük parmak ile yüzük parmağının yarısında uyuşma, ağrı ve duyu kaybı ortaya çıkar. Ayrıca el bileğinin iç tarafında da ağrı ve hassasiyet görülebilir.

Hastalığın ileri evrelerinde sinirin ciddi baskı altında kaldığı durumlarda elin avuç içi tarafında küçük parmak ve yüzük parmaklarının hemen gerisinde de ağrı ile elde güç ve beceri kaybı ortaya çıkar ve bu bölgede kas zayıflaması görülür. İleri evrelerde elde başparmak ile işaret parmağı arasındaki kasta da belirgin zayıflama görülür. Sinir sıkışmasının uzun sürdüğü durumlarda başparmak ile işaret parmağı arasında kalan bölgede belirgin kas zayıflaması görülür. Kas zayıflaması ile birlikte elde güç ve beceri kaybı ortaya çıkar.

Hastalığın Tanısı Nasıl Konulur?

Guyon kanalı sendromu en sık olarak 30-60 yaşları arasındaki erkeklerde görülür. Ama kadınlarda da rastlanmaktadır. Guyon kanalı sendromu tanısı, hastanın öyküsüyle birlikte fizik muayenesi sonucunda konulan klinik bir tanıdır. Tanıda Tinnel testi önemlidir, sinirin el bileğindeki olası sıkışma bölgesinde sinirin üzerine parmakla vurulur.

Sinirin duyusunu sağladığı bölgeye yayılan bir karıncalanma duygusunun ya da elektrik çarpma hissinin hasta tarafından algılanması testi pozitif olduğu anlamına gelir. Tinnel testinde, sinirin dirsekteki olası sıkışma bölgesinde sinirin üzerine parmakla vurulur. Sinirin duyusunu sağladığı bölgeye yayılan bir karıncalanma duygusunun ya da parmakla vurulan bölgede elektrik çarpma hissinin hasta tarafından algılanması testin pozitif olduğu anlamına gelir.

Guyon kanalı sendromunun klinik tanısını doğrulayan ya da ayırıcı tanıda yardımcı olan bazı inceleme yöntemleri mevcuttur. Guyon kanalı sendromunun standart inceleme yöntemi, sinir ileti çalışmaları ve iğne elektromiyografısinden (EMG) oluşan elektrodiagnostik incelemelerdir. Bu incelemeler ile sinirlerin elektrik iletme gücü ölçülür, böylelikle sinirde bir sıkışma olup olmadığı ve varsa tanı hangi seviyede sıkışma olduğu saptanır. Sinirin sıkışma seviyesinin belirlenmesi önemlidir, çünkü ulnar sinir çoğunlukla dirsek bölgesinde sıkışır ve bu çeşit sıkışmaların tedavisi farklıdır.

Hastalığın Tedavisi Nasıl Yapılır?

Guyon kanalı sendromunun tedavisinde Fizik tedavi ve steroit enjeksiyonlar kullanılır. Cerrahi olarak da ulnar sinirin el bileğinde gevşetilmesi, sıkışmaya neden olan dokuların serbestleştirilmesi yapılabilir.


Radial Sinir Sıkışması (Carpal Tünel)


Hastalarda özellikle baş parmak dahil 3 parmakta ağrı,uyuşma ve güçsüzlük belirtileri vardır. Zaman içersinde motor fonksiyonların bozulmasına bağlı parmaklarda kısmi felç oluşur. Elden fincan bardak gibi objeler düşürebilir. Hastalar gece ağrıyla uyanırlar ve ellerini silkeleme ihtiyacı duyarlar. Bazen ağrı dirsek ve omuza yayılabilir. Daha çok hanımlarda görülen Carpal Tünel sendromu vücutta su tutulmasının arttığı hamilelik ve emzirme dönemlerinde sık görülür. Bu durumda bileği istirahata alan basit ateller verilir. İlerki yaşlarda sinirin geçtiği tünelin iyice daraldığı ve yapısal değişikliklerin olduğu durumlarda önce bir EMG testi yapılır. Sinir sıkışmasının durumuna göre , gerek duyulursa bileğin iç tarafında yapılan basit bir gevşetme ameliyatı ile hasta rahatlatılır. Ameliyattan sonra 3 hafta kadar bileği düz tutan bir istirahat ateli kullanılır. 6.haftadan itibarende hasta normal el fonksiyonlarına dönebilir.


MERALGİA PARESTETİKA


Meralgia parestetika (MP), (lateral femoral kuteneal sinir adı verilen sinirin kasık düzeyinde bası altında sıkışması sonucu meydana çıkan ve bazı belirti ve bulguları tanımlamak için kullanılan bir terimdir). Sadece duyusal lifler içeren sinir kasık bağının altından geçerken bası altında kalır. Bu sendrom çoğunlukla sinirin mekanik yollarla kronik irritasyonu sonucu gelişir.

MERALGİA PARESTETİKA NEDEN OLUR?

Meralgia parestetika nedenleri arasında obezite, büyük ve sarkık göbeklenme yapısı, hamilelik, geçirilmiş cerrahi operasyonlar (kasık fıtığı, rahim ameliyatları gibi), polis veya tamircilerin kullandığı kemerler, tümörler, bel fıtığı, trafik kazasına bağlı emniyet kemeri yaralanmaları, diyabet (şeker hastalığı), bölgeye alınan kuvvetli darbeler, gençlerin giydiği düşük bel dar kot pantolonlar ve zorlanarak yapılan egzersizler gibi nedenlerden meralgia parestetika oluşabilir. Meralgia parestetika genellikle bel ve kalça problemleri ile karışabilir. Meralgia parestetika tedavi edilebilen bir problemdir.

MERALGİA PARESTETİKA BELİRTİLERİ

Meralgia parestetika belirtileri arasında kasık bölgesinde, uyluk dış, yan ve ön tarafında uyuşma, karıncalanma ve ağrı gibi belirtiler görülür ve ağrı genellikle batıcı, yanıcı şekildedir. Ağrı uyuşukluğa oranla daha fazla hissedilir. Ağrı temas veya hareket etme ile artar ve hastalar genellikle üzerindeki ağırlıkları boşaltır.

MERALGİA PARESTETİKA TEŞHİSİ

Meralgia parestetika teşhisinde şikayetler şiddeti devamlı değildir ve bazı gün azalır bazende artar. Ortopedi uzmanının yapacağı fizik muayenede uyluğun yan ve ön tarafında hissizlik ve dokununca artan yanıcı ve batıcı ağrılar tanıda yardımcı olur. Fizik muayeneden sonra kompresyon testi denilen test tanıda önemlidir. Ayrıca sinir ileti çalışmaları ve iğne elektromiyografisi (EMG) tetkiki incelemeleri ile tanı netleşir.

MERALGİA PARESTETİKA TEDAVİSİ

Meralgia parestetika tedavisinde öncelikle altta yatan neden incelenmelidir. Altta yatan neden araştırıldıktan sonra, hastanın kilo vermesi, dar olmayan giysiler giymesi, kemer değişikliği yapması, spor ya da egzersiz yapıyor ise ara vermesi, istirahat etmesi, antiinflamatuar ilaç tedavisi, pulsed radyofrekans nöromodülasyonu (PRF) denilen fizik tedavi yöntemi, miyofasiyal ağrı sendromu için uzun süreli analjezi sağlamada alternatif tedavi olarak tercih edilmektedir. Bunların dışında ağrı olan bölgede lokal kortikosteroid enjeksiyonu ve cerrahi olarak siniri gevşetme tedavisi uygulanır.


Safenöz sinir sıkışması


Safenöz sinir femoral sinirin duyusal dalını oluşturur. Uyluğun adduktör kanalından geçerek dize, baldır iç yanına ve ayak sırtına dağılır ve bu bölgenin duyusunu alır. Sartorius kasının altında oluşan subsartorial tünelde sıkışma olabilir. Diz çevresindeki geçirilmiş cerrahi müdahalelerin nedbe dokuları da siniri sıkıştırabilir.

Safenöz sinir sıkışmasında femoral sinirin diğer bölümlerinde bir tutulma yokken, safen sinirin innervasyon alanında ağrı ve uyuşmalar vardır. EMG de duyusal aksiyon potansiyellerine bakılır. Ayrıca BT ve MR görüntülemesi yapılabilir.

Tedavisinde; hafif vakalarda adduktör kanaldaki sıkışmayı azaltıcı yüzeysel ve derin ısı uygulamaları yapılırken ilerlemiş ve ağır vakalarda cerrahi olarak sinirin rahatlatılması gerekir.


ANTRERİOR TARSAL TÜNEL SENDROMU


Tarsal tünel ayak bileğinin iç tarafında, kemiklerin yanında bulunan dar bir boşluktur. Bu boşluğun içinden arter, ven, tendonlar ve ayak tabanının hissini veren ana sinir geçer. Tarsal tünel sendromu ise içinde bulunan bu sinirin (posterior tibial sinir) üzerine yüklenen baskı veya sıkışma sonucu oluşan, ayak bileği iç tarafından ayak içine doğru ortaya çıkan şikayetlerin meydana geldiği bir hastalıktır. Tarsal tünel sendromu, posterior tibial sinir üzerinde baskıya neden olan durumlar oldukça fazladır. Düz taban sorunu olanlarda topuğun dışa dönmesi sinir üzerinde baskıya neden olabilir.

Tarsal tünelde siniri sıkıştıran herhangi bir oluşum, varisler, ganglion kistleri, tendon şişmeleri, kaslarda ve tendonlarda kalınlaşma, artritik kemik çıkıntıları, daha önceden geçirilmiş ya da mevcut olan travmatik tibia, talus ve kalkaneus kırıkları gibi nedenler tarsal tünel sendromuna sebep olabilir. Ayrıca şeker hastalığı ve eklemleri tutan hastalıklar da bu soruna yol açabilir.

TARSAL TÜNEL SENDROMU BELİRTİLERİ

Tarsal tünel sendromunun belirtileri ayak bileğinin iç yüzeyinde, ayak tabanında hisedilen, karıncalanma, yanma, elektriklenme hisleri, hissizlik, ayak ağrısı gibi belirtiler görülür. Bu şikayetler genellikle uzun süre ayakta kalındığı zaman, uzun yüründüğü zaman, egzersiz yapıldığında ve yeni bir egzersize başlandığında ortaya çıkabilir. Bazı hastalarda bu şikayetlerden sadece bir kaçı veya biri görülebildiği gibi, şikayetler tek bir noktada veya topukta, ayak arkasında ve baldırda bile hissedilir.

TARSAL TÜNEL SENDROMU TEŞHİSİ

Tarsal tünel sendromunun tanısında, ortopedi veya nöroloji uzmanlarının yapacağı fizik muayene ve sinir ileti sistemi (EMG) testi gereklidir. Olguların % 90’ında bu test tanıyı koymada yeterli olabilir. Fakat hastalık, plantar fasiit, topuk dikeni, damar hastalıkları, bel fıtığı ya da kireçlenmelere bağlı ağrılar ile karışabileceğinden, tarsal tünel sendromu tanısı alındıktan sonra gereken durumlarda manyetik rezonans (MR) görüntüleme yöntemi ile tarsal tünel içinde basıya neden olan lezyonun olup olmadığı araştırılır.

TARSAL TÜNEL SENDROMU TEDAVİSİ

Tarsal tünel sendromu tedavisindecerrahi ve cerrahi olmayan tedavi yöntemleri uygulanır. Öncelikle antiinflamatuar ilaçlar ve gerek duyulan vakalarda ortopedik tabanlık, Ayak duruş bozukluğunda ortez kullanımı, istirahat amacı ile diz altı alçılama, germe egzersizleri ve lokal steroid enjeksiyonu gibi tedavi seçenekleri uygulanır.

Bu tedaviler sonucu şikayetleri geçmeyen hastalarda tarsal tünel gevşetme cerrahisi yapılır. Tarsal tünel sendromunda tedavi basıya neden olan problemlere göre planlanır. Yer kaplayan lezyonların neden olduğu vakalarda ilk seçenek kitlenin cerrahi olarak çıkarılmasıdır.


Superficial peroneal sinir sıkışması


Peroneal sinir en çok diz yan kenarında fibula denilen bacak kemiği ile kaslar ve bağlar arasında sıkışmaktadır. Ayak dorsifleksörleri denen ve ayağı bilekten yukarı kaldırmayı sağlayan kasların güçsüzlüğü ile karakterizedir. Hasta yürürken ayak bileğini düz tutamadığı için sürüklemek zorunda kalır. Aynı zamanda ayak yüzünde uyuşma da vardır. Bu nedenle bazen bel fıtığına bağlı sinir kökü basıları ile karışabilmektedir.

Peroneal sinir tuzaklanma nedenleri internal (fibula ve distal femur kırıkları, diz ekleminin komplet çıkıkları, travmaya bağlı dizin aşırı gerilmesi, cerrahi işlemler sırasında sinir hasarı, peroneal damarların anevrizmaları, osteokondroma gibi tümörler ve sinovial kistler) ve eksternal (sıkı elastik örtü, sargı, bandaj, flaster ceket, fiberglass spIintler, diz sabitleyiciler, bacak ortezleri, turnikeler ve buz paketleri) gibi nedenlerden kaynaklanır.

Akut olaylarda duyudan daha fazla motor tutulum ön plandadır. Kist ve tümör gibi daha kronik olaylarda ise ağrı ve yavaş ilerleyen motor ve duyu rahatsızlıkları vardır. Elektrodiagnostik (EMG) değerlendirme tanı ve prognozun (seyir) belirlenmesi için gereklidir. Tuzaklanma stupor, koma veya genel anestezi altındaki hastalarda pozisyonel olarak ortaya çıktığı kadar mesleki olarak diz çökme ve eğilmelerde de görülmektedir. Aşırı kilo kaybını takiben oluşan tuzaklanmanın sebebi fibula başında travmaya karşı sinirin hassasiyet kazanmasıdır. Fizik tedavi ile düzelmeyen olgularda ameliyat gerekir.


Tarsal tünel sendromu


Siyatik sinirlerin ayak parmaklarına kadar uzanan tibial sinirin tarsal tünellerden geçerken yaşanan ağrıya tarsal tüne sendromu denir. Nadir görülen bu sendrom gün boyu ayakta duran kişilerde daha sık görülür.

Tarsal tünel sendromu ayak bileğinin ani darbe alması ya da burkulma gibi durumlar sonucunda güç kaybetmesi ile artar.

Aynı zamanda;

Tarsal tünelde oluşan tümör kitlesi

Düz taban rahatsızlığı

Tibial sinirdeki kitleler

Ayak bileklerinde ödem oluşması ya da kırılma ve burkulma gibi durumlarda bu sendromun yaşanma riski de artabilir.

TARSAL TÜNEL SENDROMU BELİRTİLERİ NELERDİR?

Ayak uyuşması ve güç kaybı

Bilekte karıncalanma

Ayak sinirlerinde ani gerilme

Gece yatarken baldırdan ayak tabanına kadar gelen ani ağrı ve sancı

Yürüme ya da koşma esnasına bilekte ani boşluk yaşanması gibi belirtilerle kendini gösterir.

BU HASTALIĞIN TANISI NASIL KONULUR?

EMG testi ile ayak ve bilek sinirleri kontrol edilir. Birçok durum neden olabileceğinden kemiklerin tomogrofisi çekilerek tümör olup olmadığı kontrol edilir ona göre fizik ve ilaç tedavisi uygulanır.